Tuesday, September 14, 2004

Ve Yine Beraberiz

Filmlerde de işe yaramıyordu bu yöntem zaten, sonradan aklıma geldi. Acaba o an aklıma gelmiş olsa yine dener miydim?

Sanırım denerdim.

"Laçka olduk artık iyice." dedin ama sen. Neden böyle dedin? Daha önemlisi neden böyle düşündün? Kötü bir şey olduğunu -bilinçsizce- algılamış olduğum için -yine bilinçsizce- anlamamazlıktan mı geldim acaba?

Sanırım öyle.

Konuşalım mı neden böyle düşündüğünü? Gerçi konuşmaya çalışsak bile, sen yine birşeyler dersin, ben de susup boşluğa bakarım bütün gece. Sonunda patlar mıyız acaba?

Sanırım patlarız.

Sanmalarıma dayanamamış olacak ki, Hz. Adidas geldi az önce. Aşağıdaki cümleyi sarfedip, herzamanki gibi arkasına bakmadan gitti sonra da.

"Yaşadığın süre içinde bir çok aynı insanla tanışıyorsun. Bazen farklı olduğunu düşündüğün biri çıkıyor aradan, çünkü kendini farklı hissetmeni sağlıyor. Aslında o da sen de aynısın, farklı olan diğerleri."

Birbirimizin diğerlerinden farksız olduğu hissine kapılacak mıyız sence bir gün? Laçka olmak bu mu?

Sanmıyorum, sanmak istemiyorum.

Tuesday, August 24, 2004

Bitti

"Sevmiyorum artık seni, git!" dedim.

Türk filmlerindeki klasik sahnelerden olan; sevdiği, aşık olduğu insandan kendini soğutmak için kötü konuşup kötü davranan insanları izlerken gülüp geçerdim. Bunun birgün başıma gelebileceği, bu şekilde davranabileceğim aklımın ucundan bile geçmezdi o zamanlar.

Nefret dolu bakışların altında patlamamak için zor tuttum kendimi. "Nasıl yapabildin bunu bana, nasıl kandırdın beni o kadar süre!" dedin.

M*n*elb*im... Şapşalım benim...

Ne kadar seviyorum seni, bir bilsen. Ama yapmak zorundaydım bunu. Birbirimizi ne kadar sevsek de olmuyordu, uyamıyorduk bir türlü, biliyorsun sen de. İkimiz için de en iyisi bu olacak, sen de anlayacaksın zamanla.

Artık istediğin kadar nefret edebilirsin benden, bu gücü verebildim sana sonunda. Lakin ben seni istemediğin kadar çok sevmeye devam edeceğim herzaman.

5...